Gelişmiş ve gelişmekte olan birçok ülkede olduğu gibi, inşaat ve yapı malzemeleri sektörleri oluşturduğu katma değer ve istihdam katkısıyla Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörleri arasındadır. İnşaat ve Yapı Malzemeleri sektörü 250’den fazla alt sektör doğrudan ilişkili olan ve yaklaşık 6 milyon kişiye istihdam sağlayan dinamik ve stratejik bir yapıdadır. Bağlantılı olduğu sektörler ile birlikte dikkate alındığında ülkemizin Gayri Safi Yurt İçi Hasılası’nda %35’lik bir paya sahiptir. Mevcut risklerini azaltabilmesi için yüksek oranlı ve istikrarlı büyüme hedefi her zamankinden fazla olan Türkiye ekonomisi için, inşaat ve yapı malzemeleri sektörleri kritik önemdedir.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye ekonomisi 2022 yılında yüzde 5,6 oranında büyürken, inşaat sektörü yıllık bazda yüzde 8,4 oranında küçüldü. Sektör, 2022 yılının son çeyreğinde ise bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 2 büyüdü. Yıllık bazda en son 2017’de büyüme kaydeden inşaat sektörü, böylece üst üste beşinci yılda da küçülmüş oldu. 2017’de yüzde 8,9 oranında büyüyen inşaat sektörü, 2018’de yüzde 1,9, 2019’da yüzde 8,6, 2020’de yüzde 5,5, 2021’de yüzde 0,6 oranında küçülmüştü.
İnşaat sektörünün GSYH içindeki payı da 2022 sonu itibarıyla yüzde 4,8’e kadar geriledi. 2002’de yüzde 4,5 olan bu pay, 2016’da yüzde 8,5’e kadar yükselmişti. Gayrimenkul alım satım faaliyetlerini içeren “gayrimenkul faaliyetleri” sektörü ise 2022 yılında yüzde 4,3 oranında büyüdü.
YAPI MALZEMELERİ İHRACATI YÜZDE 9,5 ARTTI
İnşaat sektörü ülkemizin ihracatında da önemli bir paya sahiptir. Yapı malzemeleri ihracatının yanı sıra müteahhitlik hizmet ihracatı da Türkiye’nin dış ticaretine katkı sağlamaktadır. 2022 yılında inşaat malzemeleri sektöründe 33,74 milyar dolar değerinde 57,65 ton ihracat gerçekleştirilmiştir. Bu rakamlar 2021 yılı ile kıyaslandığında yapı malzemeleri ihracatı değerinde %9,5, ortalama ihracat birim fiyatında ise %23’lük bir artışa denk gelmektedir.
DÜNYANIN EN BÜYÜK 250 ULUSLARARASI MÜTEAHHİDİNİN 42’Sİ TÜRK
Küresel ölçekte 2022 yılında en büyük 250 müteahhit firma listesi içinde 42 Türk firma yer alırken bunların 8’i ilk 100’de, 2’si ise ilk 50’de bulunmaktadır. Böylece Türk müteahhit firmaları Çin’den sonra 2. sırada yer almaktayız. Ayrıca listede yer alan müteahhitlik firmaların projelerden elde ettikleri gelirler dikkate alındığında 42 firmanın geliri ile ülkemiz 7. Sırada yer almaktadır. Ülkemizin yurt dışı müteahhit hizmeti sayısal değerleri incelendiğinde ise 1972 yılından bu yana 133 ülkede 474,5 milyar dolar değerinde 11bin 662 tane proje üstlenilmiştir. Bahse konu projelerin bölgelere göre dağılımı aşağıdaki grafikte belirtilmektedir.
SEKTÖRDE GLOBAL TRENDLER
Yeşil Mutabakat
Yeşil mutabakat ile Avrupa Birliği 2050 yılına kadar karbon nötr olma hedefi oluşturmuştur. Bu kapsamda ilk olarak 2030 yılına kadar karbon emisyonlarını %55 oranında azaltma hedefi vardır. Bahse konu hedeflere ulaşabilmek adına karbon emisyonu ile yakından ilgili bazı sektörlere öncelik verilmektedir. Bu sektörlerden biri de inşaattır. Bu kapsamda 2030 yılına kadar Avrupa Birliği’nde 35 milyon binanın yenilenmesi hedeflenmektedir. Bu hedef ile Avrupa’da inşaat sektöründe 160.000 ek yeşil iş oluşabileceği tahmin edilmektedir. Evlerin ve binaların yenilenmesi ile enerji tasarrufu sağlanacak ve enerji tüketimi azalacaktır Avrupa’da binaların yenilenmesi için 7 yılda 72,2 milyar Euro fon sağlanması planlanmaktadır. Bahse konu yenilemede kamu binaları da önem arz etmektedir. Bu nedenle üye devletler her yıl kamu binalarının toplam taban alanının %3’ünün yenilenmesi beklenmektedir.
Avrupa Birliği Yeşil Mutabakat hedeflerine ulaşabilmek için ‘Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’ oluşturmaktadır. Bu uygulamaya geçiş için öncelikli sektörler seçilmiştir. Bu sektörler arasında inşaat sektöründen çimento, demir-çelik ve alüminyum da bulunmaktadır. Türkiye’nin dış ticaretinde en önemli partneri olan Avrupa Birliği ülkeleri ile ticaretimizi önemli derecede etkileyecek olan sınırda karbon düzenleme mekanizmasının belirli sektörler için geçiş aşaması 1 Ekim 2023 tarihinde yürürlüğe girecektir. Kalıcı sistemin ise 1 Ocak 2026’da yürürlüğe gireceği belirtiliyor. Bu sebeple yakın zamanda yapı malzemeleri üreticilerinin karbon emisyon oranını düşürecek yeniliklere hazır olması ihracatları için büyük önem arz etmektedir.
Yeşil Binalar
Yeşil binalar ile binaların yapı ve kullanımı aşamasında çevreye minimum zarar vermesi ve enerji tüketiminin azaltılması amaçlanmaktadır. Yeşil binaların değerlendirmesi ve sertifikalandırılması ile ilgili çeşitli sistemler vardır. Bu kapsamda enerji verimliliği iyileştirmeleri, su tasarrufu, ısı yalıtımı sağlayan sistemler, geri dönüştürülmüş malzemelerin yapıda kullanılması, bina tasarımının enerji kullanımını ve salınımını azaltacak şekilde yapılması gibi çeşitli etmenler etkilidir. Yeşil binaların değerlendirmesi için çeşitli sertifikasyonlar vardır. Bu kapsamda yeşil binalar, tasarımdan yapı malzemelerinin Ar-Ge ve inovasyonuna kadar inşaat sektörünün her alanına görev düşmektedir. Pencerelerden, ısı yalıtımına, havalandırma ve iklimlendirmeden, çatı malzemelerine kadar tüm malzemeler ve hizmet kalemleri yeşil binalara uyumlu hale getirilmelidir. Küresel ölçekte enerji tüketiminde çok büyük paya sahip olan inşaat sektöründe enerji verimliliği ve sürdürülebilirliğine yönelim vardır. Bu sebeple yapı malzemeleri üreticilerinin ihracat pazarlarında rekabetçiliklerini korumaları ve sürdürülebilirliği adına yeşil binalara ilişkin Ar-Ge ve inovasyonları yakından takip etmeleri büyük önem taşımaktadır.